29.03.2023|Çarşamba
Öğlenden, bugün akşam için gelebileceğini söylemişti. Ama tam net değildi. Gün içinde konuşuyoruz. Canım pide çekiyor dedim.
'Ramazan pidesi mi
Getireyim mi sana' yazdı hemen.. (Benimle bu denli ilgilenmesi hoşuma gidiyor. Hemencecik istek ve ihtiyaçlarımı gözetmesi onun eşi olduğumu hissettiriyor. )
Akşam eve geçtikten sonra tekrar bi sordu. Ne kadar zamanım vardı..maksimum bir saat kadar çıkabilirdim. Kendisi çokta geç olmadan geldi. Ne yemek istediğimi sordu. Kendisi evde çoktan yemiş bile. (Bende karar veremiyorum bir türlü. Tek başıma olsam hememcecik birini seçer ve düşünmeden hareket ederim. Ama onunlayken sevgiliminde seçeceği menülerin olduğu yerlere gitmek istiyorum.) Kapatmakta olduğunu düşündüğümüz ev yemekleri satan bir mekan var. Arabanın camından dışarıda bulunan çalışan kıza seslendi, kapatıp kapatmadığını sordu. Kızda açık olduğunu söyledi. Sadece masa ve sandalyeleri içeri alıyordu. Biz de şimdi içerideydik. Pilav, salata, çorba... Ben yerken, Mertte o yerin sahibi ile başladılar ülkenin gündemini, siyasetini ve ekonomisini konuşmaya. Hararetli bir konuşmaydı. Tek cümle ile bunu söyleyebilirim. (Sevgilimin sesi biraz gür. Karşı tarafın sesini bastırıyordu. Anlatacak ne de çok şeyi vardı. Anlattıkça birikmişlerini bırakıyordu sanki. Farklı bir yüzünü görüyor gibiydim. Şöyleki biz karşılıklı oturup o tarz muhabbetler etmeyiz. Fikirlerimiz hemen hemen aynıdır. O yüzden tartışma ortamı olmaz. Tabii bu sefer karşı taraf farklı bir bakış açısında olduğundan süreklilik hali içinde konuşma devam etti. Ta ki ben tabağımdakileri bitirene dek.)
Mekandan çıktık. Yemekleri lezzetliydi. Bir dahaki sefere sevgilimle tekrar gelmek isteyeceğim bir yer olarak kaydettim. Tabii bu sefer onunda karnı tok olmamak olmak kaydıyla. Eve dönme vakti. Çünkü zamanım kısıtlı. Arabada birazcık konuştuk. Belki on belki yirmi dakika. O süre zarfında, bana birlikte yaşamaya başladığımızda neler olabileceğini anlattı. Ben ise sadece dinledim. Herhangi bir tepki vermedim. Şöyle ki, birlikte yaşamaya başladığımızda çalışmamı istemediğini dile getirdi. Baştan beri söylediği bi şey aslında. Gün içerisindeki konularımızdan bir tanesi de, benim şu sıralar evde olduğum için canımın sıkılmasıydı. Bunu sürekli dile getirdiğimi ve bu durumun sebebinin kendisiymişim gibi bir hisse neden olduğumu ifade etti.
(Bundan sonrası için ona karşı böyle bir sitemim olmamasına özen göstereceğim.) Ev içinde şöyle şöyle sorumlulukların olacak, böyle şeyler beklerim senden gibi bazı cümleleri oldu. Ben bu yazıyı kaleme alırken aradan biraz zaman geçtiği için net olarak hatırlayamıyorum ki beni üzen bir konuşma olduğu için de hafızamın karanlık dehlizlerine döküldü.. Eve geldikten sonra bir süre yazışmadık. Nedenini sordu. Ben de arabadaki son konuşmamızı sindirmeye çalıştığımı söyledim . Sonrasında da kendimi burdan iyi ifade edebileceğimi düşünmüyorum dedim. Birkaç kez daha üsteleyince ben de uzun bir şekilde olabildiğince içimden geçenleri yazdım. Bazı noktalarda hakta verdi bana. Ertesi gün olup on ikiyi geçtiğinde bana attığı mesajda, önümde iki seçeneğin olduğunu zor bir karar olduğunu filan yazmıştı.. ya tamam diyip devam edecektik ya da ben kendi hayatıma bakacaktım. Net bir cevap bekliyordu benden. Hayattaki bu yol ayrımlarını oldum olası hiç sevmedim. Konuşmamız bittikten sonra, iki yol isimli şarkı arka planda çalarken, etraflıca düşünmeye başladım. Ben aslında tercihimi yapmamışmıydım. Ama bugünkü bana anlattığı hikayede ve biçtiği rolde kendimi mutlu görmüyordum, söyledim de bunu. Kafamı biraz dağıtmam gerekiyordu. Belki bir yol görünecekti. Bir söz ya da bir durum zihnimdeki bulanıklığı çözüp derdime derman olacaktı. Yabancı dizi izledim. Six Feet Under beşinci sezon onuncu bölüm. Ana karakterlerden birinin ölümü . Ne duygusal bir bölümdü ama. Farkettim ki ölüm herşeyi alıp götürüyor ya.. Seçenekler ihtimaller ,olanlar ve olacaklar hep var. Peki ben neyi seçiyorum.. kafamı yastığa koydum.
30.03.2023|Perşembe
Sabah yedi buçuğa doğru geldi. Yeni bir yer keşfetmiştik geçen hafta. Yol kenarında, çevresi boş. Oradayız şimdi . Ben dünkü konuşmalarımızın atmosferi içindeyim halen. Bir yere varmış değilim, bir sonuç yok ortada. Ama sevgilimleyim ve belki de çoktan tercihimi yaptım. Onu görünce zaten halloluyor her ne varsa, puf oluyor havaya karışıyor. Onunla her yüz yüze geldiğimde..klavyede yazarken, karşı taraftan aldığım o bildirimlerde sanki mesajı atan o değilmiş hissine kapılıyorum. Arabanın içindeyiz. Güneş camlarımızdan içeri süzülürken, taktık perdelerimizi. Bir müzik keşfetmiştim. Onu dinletiyorum ve büyüsüne kapıldık...Biraz zaman geçmiş çorba içmeye gidelim ve sanayide güzel bir mekan. Kimsecikler yok. Mercimek çorbası içeceğiz. Bugün yemek biraz farklı. Şöyle ki aşçı yokmuş. Dolayısıyla mekan sahibinin annesi yapmış gayette lezzetli ve güzeldi. Hatta ben bir kase daha aldım. Sıcak sıcak çorba içmek iyi geldi. Mert buraya akşamına da gelebileceğimizi söyledi. Çıktık eve geçtik. Gün içerisinde yazışmaya devam. Saat beş gibi geldi hemen çıktım. Birlikte sabahki ev yemekleri yapan yere gittik. Girişte dükkanın sahibinin köpeği var. Nasıl hırlıyor bize düşmanı olarak görüyor resmen. Bağlı olmasa ısıracak belli. Ürktüm biraz. Neyse ki bir şey olmadı. İki üç çeşit yemek aldık. Buranın arka fonda çalan şarkılarını beğendik. Mert hemen arabadan flaşı getirdi. Bilgisayardan onları attırdı. Artık çıkabiliriz dönüş yolundayız. Ama yollar nasıl dolu. Adım adım ilerliyoruz. Trafik ışıklarının uzun süre kırmızı yanması da cabası. Sürekli geldiğimiz yerimizdeyiz, dizimizi izleyelim. Cips filan yeriz dünkü konu tam kapanmadı aslında. Sabahta konuşmadık fazla. Bana telefondaki notlara kaydettiği yazıyı gösterecekti ama benim kararımı duymak istediğini söyledi. Ben de herhangi bir şey söylemedim yazıyı da görmek istemediğimi dile getirdim
İçeri sıcak oldu. Pencereleri açalım biraz. Dışarıda köpek sesleri ara ara yaklaşıyorlar. Ama kendi hallerinde takılıyorlar, genel olarak bize bir zararları yok. Dizimizi hiç izleyemedik nerdeyse aramızda yaşanan bir problem var.. yanlış anlaşılma. Sonrasında halloldu. En son ayrılırken arabada son bir söz. "Ben sana hayatımı adadım."
Ve eve doğru adımlarken, karanlık gökyüzünde görünen ay ve çevresindeki küçük yıldızları fotoğrafladım.
31.03.2023|Cuma
Saat üç buçuk gibi beni aradı. Yolda olduğunu ve bana gelmek istediğini söyledi. Bugün arkadaşı şehir dışından gelmişti, onunla vakit geçirdikten sonra eve gitmeyi tercih etmemiş. Birlikte vakit geçireceğiz.. ben de kabul ettim. Saat dört gibi beni aldı. Bilardo oynamaya gidelim dedi.( Buluştuğu arkadaşıyla oynamışlar. Bir de eldiven almış. İlk gördüğümde eline bi şey oldu o yüzden kullanıyor sandım. Meğersem güzel göründüğü için oyundan sonra çıkarmamış.) Baktı ki ben biraz free giyinmişim. Rahatsız olacağını söyleyerek vazgeçti.Tam yolda giderken U dönüşü yaptı ve markete girelim. Girer girmez yan tarafta hamur işleri reyonu olunca, külahlı bir tatlı var onu sordu reyondaki çalışan kıza. Ama yokmuş. (Bir konu geçmişti aramızda, onun dışarıda kadın veya erkek farketmeksizin çok çabuk samimiyet kurduğunu söylemiştim. Şimdi ise bak işte bundan bahsediyorum diye örnekledim. Kabul etmedi tabi.
Ama şöyleki kendisi de farkında bence. Sadece bunu kabul etmek noktası pürüzlü. Ben onda bu durumun en baştan beri var olduğunu biliyorum. Belki yaptığı işten ötürü iletişimi güçlü ve anlık insanlarla çok çabuk samimiyet kurabiliyor. İlk zamanlar alışma sürecindeydim. Sonrasında bu kısım bana biraz batmaya başladı. Rahatsızlık verdi. Kendisine bunu dile getirmiştim. Evet ilk zamanlara nazaran daha dikkatli .Ama huylu huyundan vazgeçmez dediğimde kasada sıradaydık. Ve bana inat yapar gibi..
eşantiyon ürün olup olmadığını sordu. Görünürde yoktu ama. Kasadaki kızda olmadığını söyledi zaten. Bu tip durumlar anlık anlaşılmıyor. Ben sonrasında bunları yazıya dökerken farkediyorum..Beni üzmek gibi bir niyeti yok. Bundan eminim.
Onun bu hallerini görmezden gelmem gerekiyor sanırım. Başka bir yolu yok çünkü. Değiştiremem. Ya da şunu hatırlamam lazım. Onunda bende
değiştirmek istediği özellikler var. Ama sen bunları değiştirmezsen ben seni sevmekten vazgeçmem ki demişti. 'Sadece beni tüketirsin. Beni yormaktan başka bir şey yapmamış olursun.' diye de eklemişti. Tek taraflı değil hiçbir şey bu durum benim içinde geçerli.)
Cips reyonundayız. Ben alma taraftarı değilim. Arabada zaten var. Ne alalım o zaman içecek bu seferde Mert'in istediğinden olsun. Normalde kola tercih etmiyorum. Benim sevdiğim bir çikolata var. Baktık baktık bulamadık. O zaman Forumdaki Migros'a gidelim dedi. Ve çikolatalarımızı aldık. Çıkışta sucuk kokusu geliyordu burnumuza. Oraya uğrayıp yarın ben sana yaparım diyerek aldı. İstikamet bizim mahalle. Sürekli geldiğimiz yerdeyiz. Saygı dizisini izleyebiliriz. Cips kovamızıda bir türlü açamamıştık.. Abur cuburlarımız elimizde diziyi izliyoruz. Güzel vakit geçirdik. Bir konu üzerine yoğunlaştık ve onun hakkında kendi deneyimlerimizi aktardık birbirimize. Bu halimizi seviyorum. Farklı cinsiyetlerde olduğumuz için yaşadıklarımızı farklı şekillerde duyumsuyoruz. Açık şeffaf bir şekilde konuşmak birbirimizi anlama yolunda gerçekten çok değerli. Sevgilimle konu her ne olursa olsun utanmadan sıkılmadan konuşabildiğim için defalarca yazdım ama yine dile getirmek isterim ki şanslı hissediyorum. İyi ki sen.