HAYATIMI ADADIM

Yüreği Elindeymiş Gibi / 1 Nisan 2023 /

Bir gün öncesinde bana sabah 6.30'da beni uyandırır mısın 7'de yanında olacağım demişti.. bugün için alarm kurdum. Kalktım dediği saatten biraz daha önce ve aradım açılmadı. Tekrar aradım, yine cevap yok. O an için onun telefonunun sessizde olduğunu veya daha önce uyandığını fakat müsait olmadığını düşündüm. Aradan biraz zaman geçti. O sırada ben herhangi bir şekilde kalkmadım . Çünkü azıcık yorgunum. Yaklaşık bir saat sonra tekrar aradım ve bu sefer açtı. Biraz konuştuk, balım ben uyuyakalmışım gibi bir cümle beklerken niye tekrar tekrar beni aramadın uyandırmadın dedi. Sabah gerginliği vardı üzerinde ses tonundan hissediliyordu. Ben de bi ara telefonu kapattım, tekrar aradı dayanamadım açtım. (Benim tahmin ettiğim gibi olmamıştı ve ortamda bi gerilim olduğu açıktı. Yapabileceğim ilk şeyin uzaklaşmak olduğunu düşünerek böyle davranmış bulundum. Bu huyum eskiden çok daha baskındı. Gün geçtikçe törpüledim aslında. Eskiden daha kaçınganken şimdi iletişime açığım. Durup çözüm üretme sürecini hızlandırma çabası içerisindeyim. Bu şekle dönüşmemde Mert'in etkisi yadsınamayacak derecede çok. Evet ben iyi ve güzel olana değişmek konusunda istekliyim. Ama bunun için bana alan açan ve her ne kadar onun için zor olsada tekrar tekrar bana bunu anlatmaya çalışan sevgilimdi. İlişkimde olumsuz bir durumla karşılaştığımda durmayı ve kaçmama modelini benimsiyorum artık. Bu çok daha sağlıklı.)
Gelmişti, ben de evden çıktım. Onun sağ yanındaki koltuktayım. Yolda giderken sabahki yaşanan durumu konuştuk. Halen üzerinde bir asabilik vardı. Açıkçası böyle bir durumu ilk defa yaşadım. Bana biraz sinirli gibiydi ve belli bir süre konuştuk. (Mert biraz yorgun ve bu yüzden uykusunu alamamış ,sabahki tansiyonun sebebi de aslında buymuş. Ben onu anlıyorum. Evet alttan alabilirdim. Bu durumu bir sonraki seferde daha farklı ele alacağım. Öncelikle eğer aradım baktım açmıyor, ısrarcı olacağım ki öyle bir huyum yoktur normalde.. baktım meşgule mi atıyor evet gerçekten işi var diyeceğim.. Aslında ilişkide yaşanılan her olay karş tarafı tanımaya ve bir sonraki aşamada nasıl bir hamlede bulunabilirimi ve orta yolu nasıl bulabilirimi sordurtuyor. Bu yüzden bir bakıma iyi de oluyor. Bir insanı her şekliyle görmek gerekli. Sürekli enerjik ve havası yerinde olamaz insan öyle değil mi ..o hallerini sevdim mi diye sorsam kendime, hayır derim. Çünkü benimle zıtlaştığını hissettiğim için, konu ne olursa olsun beni o an alttan almak yerine uzaklaşmaya meyil ettirmiş oluyor. Yinede sevgilim empati kurmayı biliyor. Konuyu ikimiz içinde ayrı ayrı ele alabiliyor. Bu konuda bi rahatsızlığım yok o yüzden. )
Neyse ki konu nasıl değişti tam hatırlamıyorum bir şekilde tatlıya bağlandı. Eve gidiyoruz tabii önce fırına uğrayıp ekmek alalım. Taze ekmeklerimiz elimizde.. markete uğrayalım biraz marul, domates ve meyve suyu. İlerideki şarküterinden de köy yumurtası alındı. Bahçe evinin yollarındayız. Uçarak gidiyoruz resmen. Yolların tenhalığı buna sebep.
Vardık.. geçen hafta geldiğimde dışarıda gözlüğümü düşürmüştüm. O yüzden bu sefer dikkatliyim. Eve taşıyacaklarımız ellerimizde. Ve giriş yapıldı. Mutfak tezgah üstü tertemiz. Geçen çıkarken biraz dağınık bırakmıştım. Mert'in annesi de o dağınıklığa el atmış.
Hava iyi olduğu için evde duramayacağımız kadar soğuk değildi. Yine de sonrasında Mert sobayı doldurdu. Sobamız yanıyor öğlene yaklaşmaktayız. Mert sucukları dilimledi, tavaya koydu. Sobanın başında onunla uğraşırken, ben de sofra kısmını hazırladım. Ve yumurtasını kırıp biraz daha durduktan sonra sofradayız. Ben tekrar bir pişirme ihtiyacı hissettim. Şimdi doyduk ve küçük bir toparlama.
Dışarda yürüyelim mi sorusu.. Bende dünden istekliyim. Hemen üzerimi değiştirip çıktık. İkimizin ayağında da beyaz spor ayakkabı. Mert normalde evin arka kısmında bulunan yolda yürüyeceğimizi düşünürken ;ben yan tarafta bulunan yemyeşil boş alanda yürümek istediğimi söyledim. Şimdi girdik oraya girmesine ama tabii birkaç gün öncesinde yağan kar erimiş ve suları toprağın altında. Dolayısıyla ıslak. Bizim ayakkabılar çamura bulandı mı bulandı.. yapacak bir şey var mı yok. Girdik bir kere devam edelim. Hayatta kaç kere yaşayacağız ki bu durumu öyle değil mi.. bir ağaç var. Her geldiğimde manzara fotoğrafı çekerken başrolde kendisi. Yanına gittim dokundum. Şehir insanı tabii sürekli ağaç görmüyor. O yüzden meraklı.. ne ağacı olduğunu tahmin etmeye çalıştık. Yapraklarından çıkartacağız gibi ama meyvesi de yok bir şey diyemedim. Mert ceviz ağacı olabileceğini söyledi. Biraz ağacın gölgesinde durayım dedim. Ama Mert uzun boylu olduğu için. Ağacın dibine kadar giremedi. O an için halinden memnun muydu pek sanmıyorum. Ama ben orada olduğum için çok iyi hissediyordum. Çünkü ıssız bir alan havada apaçık , bol oksijen kimsecikler yok, yanımda sevdiceğim var, doğayla iç içeyim. Daha ne olsun. Sonra koşmak istedim arkamdan beni yakalasın diye onu gaza getirmeye çalışsamda, Mert koşacak gibi değil. O zaman durup fotoğraf çekinelim. Sen beni çek, ben seni ve tabii birlikte de olmasın mı..
E şimdi yapacak bir şey yok. Lakin yeni bilgiler öğreniyorum onunla ilgili.. gölgelik yerleri sevdiğini ve oralarda oturmayı tercih ettiğini. Yazın geldiğinde burada piknik yapalım mı diye sordum. Burda ağaç olmadığı için bilmem kaç dereceye çıkarsa hava duramazdı. Bu yüzden gölge olması gerektiğini ısrarla tekrar etti. Rahatına düşkün biraz, onu anlıyorum. Bu yerden çıkma zamanı. İnerken aşağı doğru indiğimiz için kolay olmuştu. Çıkması biraz zor gibi lakin sıkıntı değil. 'Ben yoruldum' cümlesi. 'Ben taşırım' cevabı. Ve buna istinaden hemen eğilmem. Bu minnak hareketim sevgilimi gülümsetti. Yol tarafına çıktık. Yürüyeceğiz bu sefer düzgün bir şekilde , adım attık. Ama daha fazla gitmeyelim orada köpekler var deyip geri döndük. Şöyle ki çok yürümeyi sevmiyor ona bir şey diyemem. Önemli olan o an için hava almaktı zaten.
Tekrar bahçeye girdik. O sırada konuşuyoruz. Ben hayatın burada çok daha güzel aktığından bahsediyorum. Üst kısımdaki komşular gelmiş bahçede toprakla uğraşıyorlar. Ben de yapmaktan hoşlanabileceğimi ifade ettim.. şimdi de balkondayız ilk defa bu kadar uzun süre balkonda kalacağız. Konuştuğumuz konular biraz ortaya karışık, daha önce konusu açılmayan şeyler. İleride nasıl bir evde yaşayacağımız.. Ara ara buraya gelip annemle zaman geçirirsiniz. Onlar yazın gelirlermiş . Bahçedeki işlerle uğraşmak için. Hani birlikte bir şeyler yapmış olursunuz diyor. Eğer bir çocuğum olursa toprakla iç içe büyüsün diye de ekliyor. Biraz kendinden anlattı.. herhangi bir eşyası varsa onu atmaya kıyamamaktan ki ben odasını gördüm. Ne var ne yok halen duruyor. Yani bir telefonu varsa mesela onu atmak yerine bozuk olan kısmını tamir etmeyi tercih ediyor ya da başka birine ihtiyacı varsa vermek onun için çok daha makul. İnsanların çalışan veya çok basit arızalı eşyaları çöpe atmasınıda doğru bulmadığını ifade etti. Ona katılıyorum. Ama insanların durup bir şeyleri tamir etmeye onunla uğraşmaya zamanı olmadığını düşünüyorum. Yoksa düşüncesini beğeniyorum , bu düşüncede olması beni açıkçası memnun da ediyor. İsrafçı olmaması ve bozulan bir şeyi tamir etme içgüdüsünde olması hoş. Bir arada askerlik anısından bahsediyordu. Birkaç kişinin ismi geçti. Biz de eve geçtik. Sonra ismi geçenlerden birini arıyor şimdi.. biraz konuştular ve geçen haftaki Başlangıç filmine kaldığımız yerden devam edelim. Kaçıncı dakikaydı hatırımda.. şimdi film izliyoruz. Sevgilimin filmi dakika dakika çok net bir şekilde anlayıp bana anlatması gerçekten şaşkınlık vericiydi. Çünkü ben bu filmi en az üç kere falan izlemişimdir. Tek seferde bu kadar hızlı anlamamıştım açıkçası. O ise hemencecik anladı, senaryodaki bağlantıları çok çabuk çözüyor. Mert bir ara mayıştı. Benimde ondan aşağı kalır yanım yoktu. İkimizde uykulu bir hal alınca netice de bir süre uyumuşuz. Kalktık, saat kaç sobada sönmüş. Tekrar bir yemek yiyelim. O sırada ben geçen aldığımız ilk defa deneyeceğim vişneli barı atıştırırken Mert de meyve yiyordu. Tekrar bir yemek yeme faslı ve salon biraz soğuk oldu. Sevgilim sobayı tekrar yakmak için kömürü, odunu ve kartonu doldurdu içine ama yakmadık.
Elektrikli ısıtıcıyı açtık. Bir süre onunla idare edeceğiz. Bulaşıklarımız yıkanadursun.. o sırada Mertte bana askerlikle ilgili bir şeyler anlattı.
Kendisinin hangi konumda olduğunu neler yaptıklarını.. o sıralarda çekinmiş olduğu fotoğrafları var mı diye merak ettim. Bana birkaç bi şey göndermişliği vardı aslında.. galerisinden o tarihe gidip askerdeyken geçirdiği süre zarfında, çekmiş olduğu fotoğraflara bakarken.. o zaman daha birbirimizi tanımadığımızı, hayatlarımızın bambaşka aktığını görüyordum .. Bulaşık makinesinin biteceği yok. Akşam da olmak üzere yavaştan toparlanalım. Saat 7'ye doğru çıktık. Giderken birkaç şarkı dinleyelim.
İlk ben açtım.. Virajlı yollardan geçerken ;yollar daha gidecek çok yol var şarkısı arka planda çalıyor sağ tarafımda dağların üzerinde, bulutların arkasında batmakta olan güneş ve manzara..bir sihir yapmışçasına bizi uğurlarken, güle güle bi daha gelin demekte olduğunu hissettiriyordu.
Biten gün müydü, yaşadıklarımız kaydoluyor muydu bi yerlerde. Yoksa tüketiyormuyduk böyle böyle.. harcıyor muyduk zamanı. Bilmiyorum. Tek bildiğim ve emin olduğum ki ben tüm gün seninleydim sevgilim. Biz birlikteydik. Ve zihnimdeki anılar kısmı yaşanmışlıklarla doluyordu bir bir.
Şimdi istek şarkı sırası onda. Jehan Barbur - Selvi boylum al yazmalım.
*Tuttum, eli sıcacıktı.
Yüreği elindeymiş gibi* kısmında elimi tutman ve gözlerime bakman içime işledi. Ve şarkı bitene değin eşlik etmende çok hoştu. Duygulandırmayı başarıyorsun her seferinde. Bu sefer ağlamadım ama. Her güzel şey gibi bu da bitti tabii. Yollar tükendi. Ayrı ayrı dağıldık evlerimize..

Seninle aynı evde birlikte yaşamaya gün geçtikçe daha bi alışıyorum. Düşündüğümden daha rahat geçiyor. Sorumluluklarımızı bilmek. Yeri geldiğinde birbirimize yardımcı olmak. Küçücük alan içinde birbirimize yer açmak ve bunu izlemek gerçekten keyifli. Seninleyken saate bakma ihtiyacı hissetmiyorum. Sanki kendimize yeni bir evren inşa ediyoruz ve orada akan zamanla gerçeklik boyutundaki zaman çok farklı. Yeni şeyler denemek istiyorum. Birlikte yapabileceğim ne varsa hepsini yapmak için istekli ve heyecanlıyım. Yeni arayışlar içine giriyorum haliyle..Yoksa sıkıldığımdan değil. Bir arkadaş grubumuz olsa mesela.. birlikte oyunlar oynasak, gezsek dolaşsak. Senin fikrindi bu. Benimde aklıma yattı mı yattı . Yaz gelsin bakalım, belki aklımızdakileri hayata geçirebiliriz. O zamana değin birlikte boş boş otursakta veya uyusakta, her ne yapıyor olursak olalım; değerini bilerek ve birlikte olduğumuzun bilincinde, inşa ettiğimiz evrende yaşamaya devam etmek ümidiyle...
Seni seviyorum.
Yol arkadaşın. S'

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top