HAYATIMI ADADIM

Sen Gel Bana / 14-15-17 Mart 2023 /

14 Mart
'Aşkım ben sana gelecem' mesajı.
Uyandım kalkıp hazırlanayım. Geldi bizim arka mahallede bulunan yüksek dağlık bir yer var. Arabayla çıkması zor görünüyor. Ama çıkıldı. Birkaç saat birlikte zaman geçirdik. Ve o işe gitti. Gün içinde konuşmaya devam ettik. Dünden kalan konuyla ilgili birtakım gelişmeler oldu. Onunla ilgili mesajlaştık. Verdiğim kağıtları okumuş bitirmiş. Bazı yerlere takılmış, dile getirdi..Bana bir kez daha uğrayacak . Ama fazla duramaz. Akşam spora gidecekti. Önce ev yemekleri yiyebileceğimiz bir mekan arayışına girsekte, saatin geç olması nedeniyle yemeğin kalmadığını söylüyordu bir bir girdiğimiz dükkanlar.
Birlikte durup yemek yemeye zaman olmadığını görünce, yol kenarında bulunan dürümcüye girelim. (Mert dolaştığımız yerleri az çok biliyor
Şurda şu olmalı diyerek hemencecik buldu .)
Dükkanın dışında kaldırımın üzerinde bekleyen bi kadın var. Dilenci..Mert kadını görünce 'gel sana yemek ısmarlayım' diyerek çağırdı. Biz önde kadın arkada içeri girdik ve sıraya geçtik. Bir tane çocuk.. onun oğluymuş. Ona da dürüm alacak şimdi.. (Sevgilimin yaptığı davranışla onun benim için doğru insan olduğunu bir kez daha anladım. Bu yönünü seviyorum. Nerde kime nasıl yardım edeceğini iyi biliyor. Bunu yaparken de kimseden alkış alma gibi bi gayesi yok . O niyetin arkasındaki fikriyatı biliyorum. Ve onunla arkadaşlık kurduğum için şanslı olduğumu her defasında hissediyorum.)
Siparişimiz hazır. Onlara aldığı yemeği verdi. Ve biz, benimkini paket yaptırıp ordan çıktık..Zaman kısıtlı, hızlı hareket ediyoruz. Yolumuzun üzerindeki Çitlekçiden, geçen aldığımız ve tadını çok beğendiğimiz çikolatadan aldık ve tabiiki kuruyemiş.. çıkarken kasada önümüzde bulunan müşterinin almış olduğu meyve suyu sevgilimin dikkatini çekti.. cam içinde katkısız, koruyucusuz derken bende aldım bi tane. Ve hızlı hızlı hareket etmeye devam. Benim evimin bulunduğu yerdeyiz. Sarılma ve vedalaşma.. Bi dakika telefonumu arabada unuttum. Biraz yürüdükten sonra farkettim, Mert geri geri gelip kornaya basınca hemen o tarafa doğru dönüp koşuverdim. Camdan uzanıp aldım. Herşey tamam mı. Umarım zamanında yetişir.. Ve sorun yok. Spor salonuna varmış, üzerini değiştirmiş bile.. önümüzdeki iki üç saat için yazamayacağını söylese de iş uzadığı için eve geç girdi ve bense o sırada çoktan uykuya dalmıştım..

15 Mart
' Yanına gelmeyim mi 'mesajı.
Dün sabahki yerimizdeyiz yine.. Birkaç saat yan yanayız.. Ve Mert gitti.
Akşam yine geldi. Ne yapalım dizi izleyelim Saygı ikinci sezon birinci bölüm.. biraz kuruyemiş atıştıralım.
Bi ara Mert' in canı sıkılır gibi oldu. Modu düştü. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sen benden sıkılırsın, ben kendimi tanıyorum gibi bir cümle kurdu. O an için karşılık olarak pek bi şey söyleyemedim. Ben senden sıkılmam diyerekte ekledi. Bir garantisi var mı dediğimde kendinden emin evet dedi.
Eve geçince yazdım kendi notlarıma..
Senden sıkılacağımı hangisini düşünerek söyledin; üç ihtimal üzerinde duruyorum.
Sürekli gittiğimiz yere gittiğimiz için günleri karıştırıyorum dedim.
Sana verdiğim kağıtlarda geçen sıkılma eylemi aklına gelmiş olabilir.
Telefon duvar kağıdımı değiştirmiştim. (Kilit ekranında ikimizin fotoğrafı vardı.)

İnsan sevdiğinden nasıl sıkılır ki..
Varsayalım ilerde öyle bi şey dedim.
Çözüm basit, birazcık uzak kalırım hemen anlarım zaten söylemimin yanlışlığını.. Ve tekrar gelmek isterim bir araya..
Ki buna da gerek yok aslında. Çünkü ben seninle deliler gibi eğlenebiliyorum. Nerdeyse tüm arkadaşlarımın yerini tutacak kadar çok çok şey paylaşıyorum seninle. Öyle bi laf dersem şayet anla ki kendimden sıkılmışım.. Sana sarıyorum.
Söylemimin arkasında yatan düşünce asla ama asla o değil.
Son olarak, sen benim en iyi ve en yakın arkadaşımsın. Ne olur böyle düşüncelerle kendini üzme. Sıkılırsakta beraber sıkılırız ne olmuş yanii..

17 Mart
'Yanına geleceğim bugün
Olur mu' mesajı.
Saat dörde doğru yanımda . Bugün şehir dışından arkadaşı gelmişken sevgilimin de yanına uğramış . Biraz ani olmuş ve şarjıda az olduğu için bana haber verememiş. Dün konuşurken beni rahatsız eden bir konu vardı. Bende durup bu konu nezdinde ses kaydı almıştım. Gidene kadar onu dinledi.. Forum Avm'nin önünde konuşmaya devam ediyoruz. Ben direniyorum. Sanki karşımdakiyle inatlaşırsam kazanan ben olacakmışım gibi. Ne gerek var. Bir savaşta değiliz. Galibiyet ya da mağlubiyetin olduğu. Kazanırsak birlikte bunun üstesinden gelmiş olacak ve yolumuza devam edeceğiz . Diğer taraftan kaybetme durumunda ise yine birlikte üstlenicez herbir şeyi . Tabii ben bu görmesi kolay kısmı kaçırıyorum. Halbuki şimdi düşünüyorum da gereksiz yere işi yokuşa sürmüşüm. Bi olay varsa konuşulur halledilir. Eğer elden herhangi bi şey gelmiyorsa.. söylenen söz söylenmiş, olan olmuş ve bu mevzu birkaç ay sonrası için anlamsız bir tartışma konusu ise öyle ya da böyle kapanmalıdır nokta. Tabiki o an için fazlaca duygu yüklü olup, mantıklı düşünemedim. Ve benden kaynaklı olarak bi yere varamıyoruz. Ama şunu görüyorum ki Mert, uzlaşma noktasında profesyonel bir iletişimci gibi benimle konuşabiliyor. Her ne kadar o da konuşmanın hararetine göre ara ara yükselse de..Yinede bana olan saygı çizgisini bozmuyor. Ve alttan almaya çalışıyor. Görüyorum bu kolay bir iş değil. Sevdiği için bu denli aksiyonlar alıyor. Yoksa karşısında başka bir insan olsa.. Nasıl davranacağını tahmin edebiliyorum.
O beni her zaman dinliyor . Arabada ses kaydını sabırla dinlediği gibi..
Eğer karşımda o değilde bi başkası olsaydı eminim kestirip atmayı daha kolay görürdü..evet konu benim, onun anlattığı bir olaya kırılmamdı. Şimdi o ne yapabilirdi ki..
Yemek katına çıktık. Kendisi aç değildi. Ben sakin sakin yedim.. o sırada bile bu konu kapsamında konuşuyorduk halen. Ben hala çözülemediğini dile getiriyordum. Halbuki biraz olaya mantık yönüyle baksam. O an için artık uzatıp sorun etmeye değecek bir mevzu olmadığını görebilirdim. Ve ben doydum. Kalkalım..Bizim mahalledeyiz şimdi. Ara ara yağmur yağmaya devam ediyor. Dizimizi açtık, izleme modundayız. Bir ara annesi aradı ve telefonda sevgilimin sözleri.. (Ben sevginin bana sesle veya yazıyla söylenmesinden ziyade davranışla ifade edilmesinin gerçekliğine inananlardanım. Bu demek değil ki hiç sevdiğini söylemesin.. Tabii ki hayır. Sadece benim için önem sırasında ilk olarak davranış modeli yer alır. Öncelikle yaptığını doğru bulmuyorum, kendisi de bunu biliyor. Ama yaptığının benim için ne kadarlık bir anlam içerdiğini de anlatamam. Sonuç olarak, onun bugünkü yaşadıklarımıza rağmen yaptığı bu davranış beni etkiledi.)
Ara ara saate bakıyorum. Birlikte meyve sularımızı içerken.. dizinin ilk sezonki kadar izlenilesi olmadığını ve baş karakterin yaptıklarını onaylamadığımızı, aynı yerlere dikkat kesildiğimizi gördüm. Yinede bir bölüm izledik.. Konu nerden açılmıştı hatırlamıyorum, bi ara.. Mert, bana yalnızken kendisiyle konuştuğu gibi benimle konuşabildiğini söylüyordu. Ne kadar da samimi bir cümleydi. İşte ben bunu seviyordum. Bana karşı bu kadar yakın olmasını..(Bu sözünü hiç unutmayacağım sevgilim.) Senin için ne kadar değerli ve anlamlı olduğumu biliyorum. Yine ruhuma dokunurken sen, farkında olmadan.. yaklaşıyordum sana yavaş yavaş en derinine ulaşmak gibi bir gayem yoktu .. lakin bu durdurulamaz bir çekim kuvvetiydi. Zihnim, bedenim ve ruhum aynı dakikaları paylaşırken seninle , dışarda yağmur ve alaca karanlık kucaklarken yaşamı.. ben sende yeniden var oldum. Bundan yıllar önce ağlayarak aldığım ilk nefes gibi doldun içime ve bağladın beni tüm gerçekliğe. Yaşam neredeydi nerde akmaktaydı.. Kaçırılacak bir tren var mıydı..Yoksa zaten içindemiydik raylarda değil belki su çekmiş toprağın üzerinde kapalı camlar arkasında..
Hiçbir sorunun ve cevabın benim için o an bir önemi yoktu. Ve ben tüm teslimiyetimle anı kucakladım o gün sende bitişik kaldım. Bu bir kural olmalıydı. Hiçbir şartta ayrı yazılamazdım artık. Ve öyle de olacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top