HAYATIMI ADADIM

İçimden Geldi

Çıkış Yolu

Yıl 2012,
Ortaokula giden bir kız çocuğu.. Günü dışarıda oyun oynamak ve eve geldiğinde ders çalışmakla geçen. Hayatın kötü yönleriyle ve gerçekliği ile daha tanış olmamış bu kız, bir gün dışarıda otururken arkasından baktığı babasının bir daha geri dönmeyeceğini bilmeyerek seyrediyordu.
Bu son fotoğraf karesi yıllar yılı takip edecekti onu zihninin en kuytu köşelerinde. Bu gidiş hemen o gün hayatın ters tarafını göstermedi biraz süründürdü, aradan geçen birkaç ay sonucunda yüzleşiyordu ne demekti ölmek, bir daha görememek. Önce zihninde yankılandı sonra da tekrar etti birkaç defa ama bir karşılığı yoktu. Çünkü bu denli bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. Gerçi doğduğundan bu yana çevresindeki insanların ölümüne şahitlik ettiği çok olmuştu. Bir gün nedensiz gözlerine baktığı birinin, cenaze evinde düşünüyordu.. tabuta nasıl sığmıştı.. Ama bu kadar yakını işte bu farklıydı. Sonra şiirler okudu, sizin hiç babanız öldü mü şiirini ezberliyordu.. okula gitmeye devam etti. Arkadaşları bazen sorardı o ise utana sıkıla cevap verirdi, bazen yalan söylerdi ki belki de yalan söylemek o zaman işine geldiği gibi hareket etmesini öğretmişti ona.
Ve o yıl çok sevdiği başka birini daha kaybetmişti, kedisi pamuk. Onun hayattan kopuşunu markete gidip ona süt almak istediğinde öğrenmişti. Büyük bir hevesle girdiği bakkal dükkanından, kalbi ve zihni kırık hayatın gerçekliğini idrak eder vaziyette çıkıyordu. Hayat bazen böyle kötü olayları üst üste getirmekle meşgul olur. Biz ise aldığımız darbeden daha ne olabilir derken bir başka darbeye yenik düşeriz. Bir de burada eğer yanında kimse yoksa ve hayatta tek başına olduğunu hissediyorsan, işte bu daha da zorlaştırır durumu. Aradan yıllar geçti, birkaç gün önce bu kızın başka bir kedisi bu hayattan göçtü. Bugün ben yaşadığım ve hissettiklerim neticesinde sevgilimden uzaklaşmak istedim. Diyordum ya hayat üst üste gönderir kötü senaryoları, aradan geçen zaman pek de bir şey götürmemiş aslında. Bu kız yine yalnız, yine tek başına ve önümüzdeki zamanlarda ona sorulan soruları cevapsız bırakmak isteyecek ama yapamadığında yalan söylemeyi tercih edecek..
Bugünlerde böyle, hayat hep tekrar mı eder yoksa bu labirentten var mıdır bi çıkış yolu..kim bilir belkide hepsi birer öğreti. Neye nerden baktığın önemli.

Cevapsız Sorular

Bir insan, yazıyorsun cevap vermiyor. Tam tamına bir gün geçiyor üzerinden ama ne aramalarına ne de attığın sitem dolu mesajlara bir tepki. İşte bunlar bitiriyor insanı içten içe. Normal mi yoksa ilk defa yaşayan ben için mi fazla geliyor. Derdini anlatmak, açıklamak öfkelenmek ve öfkeni kusmak, sevgini söylemek, nefretini dile getirmek her biri kelime kelime dökülüyor mesajlara. Ama karşıda bir muhatap bulamıyor işte o zaman insan düşünmeye başlıyor. Ben neden bu haldeyim, bana neden böyle davranılıyor ve ben bununla nasıl baş edebilirim. Yolları elbet vardır ama ilk defa deneyimleyen ben için bir olayı anında çözümlemek zor. İşin içine duygular da girdi mi çıkılmaz bir hal alıyor ve sonu belirsizliğe bağlanıyor. Bu zamana kadar yaşamış milyarlarca insanın milyarlarca ilişkisi olmuştur. Elbet her biri birbirinden farklı ama yaşadığımız duygular itibariyle hemen hemen aynı. İnsanız özünde verdiğimiz tepkiler farklı olsa da içimizde hissettiklerimiz eş değer en kötüsü de  karşıdaki kişinin varlığını sorguluyor olmak. Gerçekten karşımda mı yoksa ben bir hayal mi görüyorum. Kendi kendime konuşuyor ve bu girdiğim diyalogdan tek taraflı olarak kazanmaya mı çalışıyorum girdiğim bir savaş mı yoksa sonu belli bir mücadele mi. Kazanan ya da kaybeden var mı. Varsa neredeler. Hiçbiri belli değil. Çünkü belirsizlik hakim. Sabırsız olmak ne büyük düşman hele de böyle bir anda. Durmak, beklemek dakikaların geçişini an ve an seyrediyor olmak saatin yelkovanından, gözlerimden yaşlar süzülürken tekrar bakmak. Gerçi kaç dakika olmuştu doğrusu çok geçmemişti, belki 30 saniye belki 45. Bu kadar haşır neşir olduktan sonra zamanın anlıyorsun değerini. Bir başka noktada diyorsun ki kendi kendine, Ben ne için çabalıyorum. Ben ne için yaşıyorum. Ben ne için şu an bu işle meşgulüm ve ardından geliyor cevap diyor ki seviyorsun ve çabalıyorsun. Ama tek taraflı sevgi ve çaba yetiyor mu.. işte burası muallak. Bir sevgi ve çaba tek başına bir anlam ifade etmiyor. Benim içim rahat, elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. İyisiyle kötüsüyle olanı ile olmayanıyla hak savaşına girmeyerek, galip çıkmayı ummayarak. Sadece ifade edişimle var oldum. Bundan sonra gidişatın ne olacağını bilmiyorum. Tek taraflı yaşanmıyor ilişki. Bir de başkası var karakteri farklı, özü benimle aynı olan.
Ama belli ki yorulmuş o da anlatmak istemiyor konuşmakta. İletişim kuramayacağın insan ile ne anlaşma çıkıyor ortaya ne de uzlaşma.
Ne olacak peki bilmiyorum koca bir bilmiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top