HAYATIMI ADADIM

Hareketli Günler / 13-14-15 Mayıs 2023 /

13.05.2023 |Cumartesi
Göresidim seni...mesajlardan biri.
Saat yedi gibi beni aldı ve istikamet bahçe. Giderken markete uğrayıp içecek bir şeyler aldık. Dün sevgilim evde pizza yapmış ve kahvaltı da onu yiyeceğiz. Onları ısıttım ardından içeceklerimizi hazırladım. Bilgisayarı açtı, Çakallarla Dans izleyelim geçen başlamıştık ama daha yarım saat falan olmuş kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ben de evden getirdiğim malzemelerle kek yaptım. Fırına attım tam pişip pişmediğini anlamadığım için arada çıkartıp Mert'e götürdüm. Pişti birazda içinde durursa tamamdır. Güzel, lezzetli de olmuş. Yavaş yavaş yedik. Daha sonra bir ara Mert uyudu. Ben de o sırada küçük bir temizlik yaptım. Onu uyandırdım balkona çıktık. Oturalım güneşlenelim o sandalye de bende ayakta, yan tarafta bir kadın var. Balkonda bizi görünce konu nerden açıldı hatırlamıyorum. Arsa almışlar bir şeyler ekeceklermiş filan onunla konuştu sevgilim. Neyse gel içeri girelim. Çorba yapayım ben. Aykut Enişte izleyelim.. başladık ama benim pek ilgimi çekmedi açıkçası. Evde yapacak çok bir şey bulamayınca çıkalım bahçeden, tabii öncesinde bir güzel temizlik yaptık. Özellikle salonun halısından belli oluyordu. Sevgilim elektrik süpürgesiyle öyle bir geçmiş ki üzerinden..bende mutfağı halletmeye çalıştım. Çıktık yol üzerinde bulunan çeşmeye uğradık. Su mataralarımızı doldurduk. Forum AVM'ye gittik. Takı toka bakalım. Gözüme ilişen ve albenisi olan bir şey bulamadım. Daha sonra mağazaya girdik oradan farklı bedenlerde ama aynı renkte tişört aldık. Yarın anneler günüydü. Dolayısıyla annesini de düşünerek farklı bir renkte ona da tişört alalım. En son kabine girip üzerimizi değiştirdik ve şimdi tam bir çift olduk siyah tişörtlerimizle AVM içerisinde yürüyoruz. Benim telefonum camını değiştirdik. Bakacak bir yer kalmadı. Çıkalım burdan ve eve dönüş..
14.05.2023 |Pazar
Bugün erken kalktım. Seçim için oy kullanmaya gittim. Eve geldim kahvaltımı yaptım derken Mert'e yazdım. O daha yeni yeni kendine geliyordu. Dışarıda birkaç işi vardı. Onlarla uğraşadursun. Ben de sarma yapmaya karar verdim. Yapacaktım daha sonrasında buzluğa atıp Mert'in yanıma geldiği bir gün öncesinde pişirmek gibi bir planım vardı. Bir saat kadar sarmakla uğraştıktan sonra baktım Mert sana gelebilirim gibi cümleler kuruyor, ben de bundan gaz alarak koydum ocağa bir buçuk saat kadar da pişti pişmedi.. geliyorum diyordu en son bana, halen yemek ocakta o sırada. Babasına çakmak alacakmış o gelene kadar zaman kazanmış oldum. En son sıcak sıcak yeni indirdiğim sarmaya evde bulduğum tabağı üzerine koyup çıktım. Buluştuk ve eğer güzel olduysa anneme de götürelim diyordu. Bugün Anneler Günü, gün içinde bu saate kadar açıkçası boş bir zaman bulup annesini arama fırsatım olmadı. Sarmanın tadına baktı güzel olduğunu söyledi. O zaman hastaneye annesinin yanına gidiyoruz. Şöyle ki annesi babaannesinin yanında refakatçi olarak kalıyor. Biz oraya varmadan önce de aradı.. aşağı kantin kısmında oturalım diye konuştuk. Ama dışarıda oturmak daha mantıklı görünüyordu. Binanın içine girmeden önce de sevgilim arabayı park etti. Fakat ücretli otopark kısmına. Tabii bunun farkına varan görevli gelip araba sizin mi diye sorunca oradan çıkartıp başka bir yere koymak zorunda kaldı. (Kısa duracaktık o yüzden para vermek istemiyordu.) O arabayı çekecek yer buladursun. Annesiyle birazcık konuştuk. Sarma ikram etmiştim, ondan yedi. Bir dahakine daha az pişirmem gerektiğini ve yanmaması için de yaprakların kötü olan kısımlarını en alt kısma koyabileceğimi söyledi. Mert hava çok sıcak olduğu için alnından düşen terler itibariyle, artık gitmek istiyordu. Sarmalarda bittiğine göre bize müsaade imasında kalktık. Buraya yakın Beşevler var. Geçen okula sınav için geldiğimde bir kafede oturmuştuk.
Yine oraya oturabiliriz diye konuştuk. Bir sokak arası buldu ve arabayı oraya çektikten sonra markete girdik. Bir iki çikolata aldık. Yürüyelim dedim biraz keşfedelim.. fazla yürümüşüz daha yeni çıkmış olduğumuz hastanenin üst sokağındayız. Tekrar oradan dolanalım derken Mert yoruldu ve onunla ilk defa böyle bir deneyim yaşadım. Sanırım bu da son olacak. Çünkü onun yürümeyi sevmediğini biliyorum. Yürümesine yürür ama amaçsız yürümeyi sevmiyor.. arada bir dükkana girmişliğimiz oldu. Orada oyuncaklara baktık. Ama kaliteli herhangi bir şey bulamadığımız için çıktık. O sırada geçenlerde Bahçeli'ye arkadaşlarıyla geldiğinden bahsediyordu. Daha doğrusu bura da bulunan bir mekana geldiğini söylüyordu. Ama akşam karanlık olduğu için buranın Bahçeli olduğunu bilmiyormuştu. Ben de şaşırdım tabii.. Çünkü bana böyle bir konum bilgisi vermemişti o günden içeri. Buradan yürüdük, şöyle yaptık şunu yedik falan dedi. Birazcık bu konu üzerinde gerilir gibi olduk. O kendisini açıklamaya çalışırken ben de sadece dinledim. Tamam anlıyorum gibi şeyler söyledim. Neticede ortada suç yok suçlu da yok. Ama bazen işte bilgiyi eksik verince ki buralara çok gelmediğini de biliyorum ve o saatlerde de buralarda arkadaşlarla takılmış olması anlık olarak canımı sıktı. Lakin bir şekilde tatlıya bağlandı. (Şu an bunları yazarken de düşünüyorum ve aslında o kadar da büyütülecek bir şey olmadığını görüyorum. Sorun orda olması değil. Bunun bilgilendirmesini yapmamış olmasıydı.) derken artık o ilk aklımızda bulunan yere oturalım. Ben dibek kahvesi söyledim. Sevgilim de oralet.. Yolda canı bi konuya sıkılmıştı. (İnsanların bazıları ne yazık ki görgüsüz. Yanında sevgilisi olduğunu bile bile bir yerlere bakma hevesinde ve isteğindeler. Böyle bir durumda yanımda bulunan kişi ne yapabilir. Gidip had mi bildirmeli.. o zaman onun seviyesine düşmüş olmaz mı.. İçine atıp görmezden gelmeye çalışmakta zor. En iyisi sokakta yürüyüş yapmayalım. Gidelim dağ bayır, çayır çimen insanların olmadığı yerlere.. Ya da bildiğimiz yerlerde yürüyelim. Aile ortamlarını tercih edelim. Ki sevgilim baştan beri bu konuya dikkat ediyor. Olabildiğince benimle öyle ortamlarda vakit geçirmeye çalışıyor. Neden öyle yapmayı seçtiğini bu konu neticesinde daha iyi anladım. Bundan sonrası için bende bu konuda daha dikkatli olacağım.) O sırada kahvenin yanında gelen küçük kağıt parçasından çıkan yazıyı paylaşmak isterim. Burda oturduk dinlendik. Bi ara sevgilim telefonundan televizyona bağlanmak istedi. Uğraştı ama televizyonun markasını göremediğimiz için olmadı.. Artık eve dönüş yoluna geçebiliriz. Markete uğradık. Dışarda dayısının arabasını gördü. Selam verdi derken yengesi de geldi ayaküstü konuştuk. Bizim mahalleyi geçip, bahçeye gittik. İlk defa bu kadar kalabalık görüyorum. Yandaki evlerde bulunanlar aileleriyle gelmişler hep.. Sevgilim yorgun olduğu için uzandı. Akşam olmak üzereydi. Soba yakmadığımız için evde duramayacaktık. Birazda arabada oturup gündemde olanı biteni seyredelim dedik. En son beni bırakacaktı ama baktık bizim mahalledeki okulun ışıkları yanıyor. Biz de durumlar nedir ne değildir halen oy sayılıyor mu gibisinden merak edip, birlikte okula girdik. Katları dolaştık. Benim oy verdiğim sandığın bulunduğu sınıfa çıktık. Ama zaten oylar çoktan sayılmıştı ve toplanıp kaldırılmıştı. Hatta bazı sınıflarda işler bittiği için ışıkları kapatılmıştı bile. Bir sınıfa girdik..Ben sınıf kapısındayım. İçerde gülümseyerek sevgilime bakan bir kadın, şu an kadının ne yüzünü hatırlıyorum ne de nasıl bir fiziksel görüntüde olduğunu. Mert de ona baktı gayriihtiyari o da gülümsedi. Sonra döndü yanıma geldi ve biz oradan ayrıldık. Belki 5 saniye sürdü ama bu küçük olay beni rahatsız etti içten içe. Tabii bu tarz olaylar yaşanabilir. Önemli olan sevgilimin nasıl bir tepki verdiği. Orada birkaç dakika kalsaydı ve bu durum devam etseydi o zaman müdahale edebilirdim. Ama böyle bir şey yaşanmadı. Tabii bunu o an için veya o günün akşamında söylemedim lakin dayanamadım ve içimde tutamayıp ertesi gün dile getirecektim.
15.05.2023 |Pazartesi
Saat on iki buçuk gibi buluştuk. Mert'in günü sabahtan hareketli başlamıştı bile. Halasını havaalanından alıp eve getirecek ordan da hastaneye götürecekti. Dönüşte de annesini alıp eve dönecekti. En son YDS Shoptan kendine bir ayakkabı almış ve fotoğrafını çekip bana atmıştı.. Güle güle kullan demiştim bende.. ki birkaç saat sonra ki konuşmamızda ayağını vurduğu için iade edeceğini söylüyordu. YDS'ye birlikte girdik. Birkaç kişi vardı içeride. Sevgilim içeriyi dolan gözüne ilişen herhangi bir şey varsa al diyordu. Öncelikle burası erkek üzerine yoğunlaşmış bir satış mağazası. Büyük bedenler var.. Ne alabilirim tişört gözüme çarpanlardan ilki. Ben de askılardan bakmaya devam ettim. Bu sırada Mert de işini hallediyordu kasada. Tişörtlerden bir kısmı baskılı ama gereksiz pahalıydı. Ben de düz renkli olanları elemeye başladım. Gözüme güzel gelen renk asker yeşiliydi, renkte karar kıldıktan sonra kendi bedenimi arıyorum şimdi.
Small burda varmış. Sevgilim de large'lı bir şeyler giyiyor. Fakat 3 mü 4 mü bilmiyorum. Geldi yanıma ona da bakıyoruz. Kendi üstünde bulunan tişörtün etiketine bakmamı istedi 3x large yazıyor. Yine 3xl alması gerektiğini söyledim. Çünkü herhangi bir bolluğu yoktu ve gayet de fit gösteriyordu. Evet benim dediğimi yaptı. Fakat daha sonrasında deneme kabinine gidip üzerimizi değiştirdikten sonra aldığımız tişörtün onu özellikle kollarından sıktığını gördüm. Tekrar değiştirebilirdik ama artık uğraşmak istemiyordu onu anlıyorum. İkimiz aynı renk tişörtün farklı bedenlerini almış bir şekilde mağazadan çıktık. Öğrendiğim bir bilgi ki artık sevgilimin kendisine ne yakışıyorsa onu alması gerektiği. Ben bolluk ve darlık noktasında gözüm çok alışkın olmadığı için yanlış bir tahminde bulundum. Bilseydim bir beden büyük almasını tabii ki isterdim. Bundan sonrası için renk ve desen fikir beyanında bulunabilirim. Ama büyüklük ve küçüklük konusunda seçimi ona bırakacağım. Geçen aldığımız koli sulardan almak için yolun sağ tarafında bulunan yerde durduk. İki koliyi alıp bagaja koyduktan sonra.. işimiz sanayide arabanın sağ tarafındaki lamba patlamış. Bununla ilgili konuştuk neden patlıyor olabilir veya daha iyisi yok mu gibisinden. Çünkü buraya bir kez daha gelmiştik orijinal olanın garantisi olduğu için o zaman iade alıp bize yenisini vermişti. Geçenkinde sol fardı bu sefer sağ farda sıkıntı var. Dükkandayız Mert olanı biteni anlatıyor. Orada çalışan abi de en iyi olan hangi markaysa ondan verdi. Bunu takmak gerekiyor. Hava da bi hayli sıcak. Mert de işini kendi halletmek istiyor ve eline o ışıkları aldı arabanın altına kartonu serdi yattı ve şimdi onunla uğraşıyor. Ben de girdim içeri camımız pislenmiş ıslak mendil alayım onu temizleyeyim, birazcık da içerideki paspasları çıkartayım onları silkeleyeyim. Arada Mert şunu tut bunu al falan diyor. Ona da yardım ediyorum. Derken yaklaşık yarım saat falan sürdü sürmedi taktı takmadı dükkanda bulunan abi geldi. O da uğraştı sonunda halloldu mu.. Evet. Bakalım kaç gün gidecek bu aldığımız ışıklar.
Çıktık dürümcüye gidelim. Sıradayız ben ekmek arasına seçtiğim menü de patatesin içerisine koyulup koyulmadığını sordum. Yapamadıklarını ifade etti. O sırada sevgilim araya girdi. Nasıl yapamıyorsunuz filan derken almıyorum deyip dışarı çıktık. En iyi yer neresiyse orayı yaz haritadan bulalım oraya gidelim dedi. Bir yer buldum. Yorumları güzel ve bize de yakın mesafede. Tamam oraya gidelim. Ben normalde otobüsle evime giderken o yoldan geçiyorum ama burada böyle bir tavuk döner satan yer olduğuna dikkat etmemiştim. Dükkanın önüne arabayı çektik. İçeri girdik. Bizi karşılayan bir abi ve oğlu olduğunu düşündüğüm bir çalışan daha vardı. Mert birebir sohbet etti. Yorumlarda geçen marul mevzusunu sordu. Şöyle ki birisi lezzeti zayıf, ekmek arası marul yedim gibi bir şey söylemiş. İşletme sahibi de cevaben bizim konseptimizde marul yok yazmış.. Buradan ekmek arası tavuk dönerleri aldıktan sonra dönüşte Çitlekçiye uğradık. Buradan karışık kuruyemiş alalım. Şimdi yemek için bir yer bulma arayışına girdik. Ondan önce kola alacağız. Tabii marketlerde de hep dışarıda olduğu için soğuk olanı bulana kadar birazcık zaman geçmiş oldu. En son benim ortaokul arkadaşımın babasının işletmiş olduğu dükkana girip şekersiz kolayı buldu. Onu birazcık dolapta soğutalım diyerek bekledik. O sırada dondurma almış. Bir tane bana bir tane kendine. Keyif yapmayı da ihmal etmiyor. Kolamız soğuk olduğuna göre hazırız demektir. Oturacak bir yer arayışındayız. Geçenlerde dönüş esnasında Yakacık mesire alanının yan tarafında bulunan bir alan var oradan geçerken görmüştük insanları.. normal de yol çalışması olduğu için o kısmı kapatmışlar. Yani herhangi bir araba geçmiyor. Ama Mert bunu sorun eder mi tabi ki hayır. O yola girdi ve mesire alanının yan tarafında bulunan ağaçlık yere sandalyelerimizi attık. Ben küçük bir hazırlık yaptım. Daha sonrasında birazcık sohbet edelim. Önümüzde bulunan yoldan çocuklar geçiyordu.. arkadaş bir tayfa. Ellerinde mangallık ve poşetler var, ya pikniğe gidiyorlar ya da dönüşündeler. Bunun üzerine aklıma bir soru geldi ve sordum.. hiç böyle arkadaşlarınla toplanıp gitmişliğin var mı.. o da anlatmaya başladı. Biraz aksiyonlu bir anı.. o dönem daha yeni ehliyetini almış arkadaşlarıyla pikniğe gidiyor gitmesine ama dönüşte orada park halinde bulunan bir araca arkadan çarpıyor...
Bu arada oturduğumuz yerin yan tarafı park çocuk sesleri geliyor, rahatsız edici ama çok da durmadık zaten kalktık, toparlandık. Biraz da araba da oturup tabletten bir şeyler izleyelim diye mekanımıza geldik. Ama bakalım ne eksik, Mert tableti bagajdan alıp çantasına koymuş. Çantası da bugün yanında değil. Hal böyle olunca, ben birazcık sarılayım filan derken eve bırakmak istediğini söyledi.. Bugünlük de böyle olsun dedim. Aklıma dün yaşadığımız bir olay gelmişti, bunun üzerine sinirlenmiştim. Bu durumu dile getirdim. Aklıma gelen şeyin Mert'in aklına da gelmiş olması hem şaşırtıcıydı hem de kendi zihnimde kurmadığımı, belki haklı belki haksız kendimce içerleyip kendi modumu düşürme gibi bir amacım olmadığını görmemi sağladı. Çünkü bazen yaşadığım bir olayı zihnimde büyütüp gerçeklikten farklı sonuçlara ulaşıyorum. Bu da beni ister istemez üzüyor. Ama bu ifade ettiğim olayın kendi penceremden olan kısmının sevgilim tarafından da fark edildiğini görmüş olmak beni mutlu etti. Bazen öyle değişik olaylar yaşıyoruz ki o an tepkimi göstermiyorum, içime atıyorum ama daha sonrasında bana yük olduğunu fark ediyorum. Bunu dile getirme ihtiyacı hissediyorum. O yüzden dünkü konuyu da bir şekilde ifade etmiş ve rahatlamış oldum.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top