HAYATIMI ADADIM

Beklenmedik Buket / 3 Mayıs 2023 /

03.05.2023|Çarşamba

Sabah işe gitmeden önce sarılmak için yanıma gelmişti. Kısa süren bir araya gelişten sonra o işe gitti. Ben de bugün dışarı çıkacaktım ve hazırlıklarımı yaptım. Dışarı çıkıp arkadaşımla buluştum. Ardından eve geçecektim bunun için yola çıkmıştım bile.. fakat yolda Mert annesinin evde olmadığını söyledi. Bize gelebilir misin diyordu.. Metro ile yolculuk yaptığım için üç beş durak gitmiştim bile. Ama problem değildi, indim. Tekrar geri Kızılay'a geldim ve şimdi onların evine gitmek için otobüse binecektim. Ben geleyim diyordu o öyle söylemişken bende dayanamadım biraz yürüyüş yapayım derken Sıhhiye'ye varmışım bile. Bir yerde durdum ama tam neresi olduğunu da bilmiyorum. Tarif ediyorum telefonda, TRT Radyosu binasının karşısında bekliyorum.  Burada bir billboard var.. üç beş dakika sonra ha geldim ha geleceğim derken bi baktım, karşıdan gelen araba evet kesinlikle o. Hızlı bir şekilde bindim ve ne göreyim. Elime bir pembe buket içinde gül verdi. Şaşırdım çünkü biliyor ki ben çiçek alındığında buna sevinecek bir insan değilim. Önce hediye mi diye düşündüm. Sonra baktım ki istikamet hastane.. şöyle bir kurgu düşünmüş. Annesi babaannesinin yanında refakatçi olarak kalıyor. Aslında bu çiçek annesine, geçmiş olsun demek için. Bu senaryoda benim rolüm belliydi, yadırgamadım. Yol boyunca gerçekten böyle bir kurguyu nasıl yaptığını düşündüm. Ayrıca nerede olursam olayım beni bir şekilde bulması ve anlık olarak oradan alması hoşuma gitti. Hastaneye vardık önce girdik ama girişte güvenlik elimizde çiçekle görünce almıyoruz içeri gibi bi şeyler söyledi. O sırada anneside yanımıza gelmişti. Kantinden su vs aldıktan sonra ne yapalım edelim odaya çıkartalım çiçeği.. Sevgilimin pratik zekasıyla hemen, hastanenin arka tarafında bulunan acil bölümünden girelim diyordu. Ben de o sıra da çantama koydum. El ele tutuştuk, hızlı adımlarla binanın çevresini dolanıyoruz. Bir tam tur atmamıza yakın hastanenin acil girişinden girdik. Mert'in söylediği kimseyle göz göze gelme, gelmediğin sürece kimse sana soru sormuyor.. Dediğini yaptım. Asansöre bindik üst kata çıktık ve normalde bir odaya birden fazla insanı almıyorlar kolay kolay. Neyse sırayla girelim dedik annesi içerideydi. Ben de girdim babaanne ile birazcık sohbet ettik. Daha sonra Mertte geldi derken biraz daha durduktan sonra çıkalım diyerekten oradan ayrıldık. Giderken annesi arabayı hızlı sürüyor mu gibi bir soru sordu bana, Mertten içeri.. Ben de hızlı sürdüğü oluyor ama olabildiğince dikkat ettiğini söyledim. Ve burdan ayrıldık. Yolda Ankara'nın ne kadar da küçük bir yer olduğunu düşünüyordum. Tepeler arasında binaların yükseldiği, herhangi bir yapının birden farklı noktadan görülebildiği, benim için küçük bir mahalle gibi .. elbette her ilçesini bilmem. Gitmediğim yerleri de vardır. Fakat doğduğumdan beri burda olmanın getirdiği bi aidiyet hissi var. O yüzden neresine gidersem gideyim, kendimi yabancı hissetmiyorum. Mertle sevgili olduktan sonra görmediğim ama merak ettiğim birçok yeri görme fırsatım da oldu. Onunla eğer sevgili olmasaydık arkadaş olarakta birlikte keşfederdik eminim. Çünkü onun da içinde yeni yerler görme ve anı biriktirme isteği var. Bu konuda aynı enerjide olmak hoşuma gidiyor. İleride umarım şehir dışına çıktığımız zamanlarda uzun uzun gezmeler yapar ve birlikte keşfetmenin hazzını yaşama fırsatı yakalarız..
Şimdi yemek yemeye gidiyoruz. Her zaman gittiğimiz ve sevdiğimiz Ferganadayız. Buraya her zaman gelemiyoruz. Çünkü her ne kadar sevgilime yakın bir yer olsa da genelde takıldığımız yerler buraya biraz uzak kalıyor. Cam kenarındayız masada oturuyoruz. Bir konu, birazcık dedikodulu.. şunlar şuraya gidecekmiş şöyle yapacakmış. İnsanların balayı planları konusunu açtık. Bu konuda hemfikir olduğumu gördüm. Yine her zamanki gibi aynı bakış açısına sahip olmak ve yorumumuzun aynı olması şaşırtmadı. Ardından ne yesek derken önce tost ardından... tıka basa doymak deyimini yerinde yaşadım. Çıkışta da oranın sahibi olan abla, hesap konusunda yardımcı oldu. Mert nereye girdiyse hep sonrasında hatırlanıyor. Bu durum benim açımdan pek hoş bir durum olmasa da birtakım faydaları olduğu da tartışılmaz.. Şimdi eve dönüş vakti.. 9'a doğru evdeydim. Kısa zaman diliminde, yine akılda kalacak anılar biriktirdim. Bugünün olayında, sevgilimin beni düşünerek ve annesine karşı iyi görünmemi isteyerek hareket etmesi, davranış bağlamında sevginin göstergesi olsa gerek. Düşünceli davranması aklımın ucundan dahi geçmeyecek bir aksiyon da bulunması ve nihayetinde beni ailesiyle olabildiğince önemli sayılacak zamanlarda bir araya getirmesi gerçekten benimle bir gelecek istediğini dile getirsin veyahut getirmesin açık bir şekilde gösteriyordu . Ve yazının başlığının çıkış noktası olan gül buketi ise onun benim hakkımda, neyden hoşlanıp hoşlanmadığımı bildiğini görmek, zevklerimin ve beni asıl mutlu edecek hediye veya eşyanın neler olabileceğini tahmin edebilecek noktaya çoktan gelmiş olması ki bunu yılbaşında ve doğum günümde almış olduğu hediyelerden çıkartabilirim beni gerçekten her zamanki gibi etkiledi. (Bu konu nezdinde arabada konuştuk, sana böyle bir şey almam gibisinden..) Beni bu denli yakından tanıyıp hareket ettiğin için teşekkür ederim. Bana bu kadar yaklaşan, beni bu denli düşünen ve zevklerim konusunda bunu sever ya da sevmez diye düşünecek raddeye gelen daha hiç kimse olmamıştı. Evet sen farklısın. Benim zamanla herbir şeyim oldun..
İyi ki de oldun.
İyi ki..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top